Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı İmparatorluğu'nun Tuna ile Fırat ırmakları arasında karada; Anadolu ve Rumelide, Egede ve Karadeniz arasında denize kendi ünvanında belirttiği gibi iki kara ve iki deniz sultanı (Sultanu'l- Berreyn ve Hakanu'l Bahreyn) üzerinde merkeziyetçi bir imparatorluk olarak kuruluşunu gerçekleştiren Osmanlı sultanıdır.
İstanbul'un fethi büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun başlangıcıdır.
Reklam
"Avrupalılar; Osmanlılar'a 'Türk', Devlet-i Aliyye'ye 'Türk İmparatorluğu', ülkesine 'Türkiye', hükümdarına da Gran Turco, yani 'Büyük Türk' dediler. Avrupalı Hristiyanlar'ın kafasında Türk=Müslüman=Doğu aynı manayı ifade ederdi."
Birinci imparatorluk, Yıldırım Bayezid'in (1389-1402) imparatorluğu, Ankara Savaşında (1402) parçalanınca, Osmanlı Devleti yarım yüzyıllık bir iç mücadeleden sonra genç ve enerjik sultan II. Mehmed zamanında ikinci kez, bu sefer sağlam bir şekilde, kurulmuştur.
Ahîlik, dinî-iktisadî bir teşekküldür. Anadolu dışındaki Türkler arasında da rastlanan bu teşkilatın en fazla VII. asır zarfında Anadolu Selçukîlerinin inhilaline doğru ehemmiyet kazanmaya başladığını görüyoruz. VIII. ve IX. asırlar içerisinde Selçuk devleti yerine küçük beyliklerin kâim olduğu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun henüz Anadolu siyasî vahdetini kazanamadığı zamanlarda Ahîlik yarı siyasî mahallî teşekküller halini almış, bazı yerlerde hükümet kuvveti yerine geçmiştir. Ancak Osmanlı İmparatorluğu nüfuzunu Anadolu ve Rumeli'de tamamıyla tesis ettiği zaman artık bu teşkilat da lüzumsuz kalmış ve kendiliğinden inhilale başlamıştır.
Sayfa 299Kitabı okudu
16, yüzyılın sonlarından itibaren İtalya'daki yöneticiler halkı besleyecek miktarda gıda üretmekte zorlanmaya başladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun da aynı krizi yaşaması nedeniyle Ukrayna'dan gelen buğday tedarikinin kesilmesi durumu daha da kötüleştirdi.
Sayfa 84 - Boğaziçi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yağmacılar Kaçtılar
... Hareket Ordusu'yla İstanbul'a giren çeteciler ise, başta Yıldız Sarayı'nın zenginlikleri, tarihî eserleri olmak üzere İstanbul'u köşe bucak günlerce yağmalamışlar, böylece maksatlarının sadece yağma olduğunu tarihe yazdırmışlardır. Hemen sonra örfî idare (sıkıyönetim) ilan edilmiş, askerî mahkemeler kurulmuş ve sehpa yetişmediği için insanlar ağaçlara asılmıştır. İttihat ve Terakki Partisi artık her şeye hâkimdir. Ve bu partinin mensupları, 600 senede gelişmiş koca imparatorluğu 10 senede yıkacak, ama kendileri de altında kalacaktır.
Sayfa 500 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
Bizim Katip Çelebi diye çok büyük bir bilginimiz var. Kesfuzzunun diye kitap yazmıştır. Muazzam bir ki­tap. 16 bin adet Farsça ve Arapça kitabın katalogu vardır. Çok çalışkan bir adam. Bir de Cihannüma diye bir kitap yazmıştır ki Osmanlı İmparatorluğu'nda İbrahim Müteferrika'nın ilk bastığı kitaplardan biridir.
İşgalcilerin memnuniyetinin farkında olan Vahdettin, büyük bir görevi yerine getirmiş olmanın hissiyatıyla Damat Ferit'i aracı kılarak İngilizlere başvurup tarihi bir teklifte bulundu. İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe'la görüşen Damat Ferit, Osmanlı İmparatorluğu'nun İngilizlere mandası altına alınmasını önerdi.
Sayfa 163Kitabı okudu
Prof. Karakaş, önce Cumhuriyet'in ilk dönemindeki kapalı eko­nominin, bundan beslenen avantajlı bir zümre yarattığını anlatıyor: Osmanlı'dan bürokratik bir tarım imparatorluğu miras alınıyor ve bu yapı Cumhuriyet ile birlikte pek dönüşmüyor...
Sayfa 67 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Adam Smith sermaye birikimi için önemli bir şartın, faiz oranının (sermayenin marjinal maliyetinin) "net karın" hemen hemen yarısı kadar olması olduğunu iddia eder. Osmanlı İmparatorluğu'nda ise tam tersi bir düzenin işlediğini görürüz.
Sayfa 42 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
... 13 Şubat 1878 Çarşamba günü yayınladığı fermanda, "Meclis-i Mebusan'ın süresiz olarak kapatıldığı"nı duyurdu. "Sultan Abdülhamid'e düşmanlık" modasına kendini kaptırmamış tarafsız tarihçiler, "bunun mecburiyet hâline geldiği"nde birleşmektedirler. İsmail Hami Danişmend'in bu husustaki görüşü şöyledir: "Herhalde ilk Meclis-i Mebusan dağılmayıp devam etmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorluğu yirminci asrı idrak etmeyip, daha on dokuzuncu asrın sonlarında inhilal edip [yıkılıp] giderdi..."
Sayfa 481 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
İstanbul'un fethinden (1453) Zitvatorok Antiaşması'na (1606) ka­dar geçen sürede Osmanlı İmparatorluğu bir cihan gücü olmuştur.
Sayfa 24 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Bununla beraber iki kardeşten birinin Sokullu Mehmet Paşa adı ile saltanatın sadrazamı, Müslüman olmayan ikincisinin de ilk Sırp patriği olması gibi bir hadiseye Hristiyan milletleri tarihinde misal gösterilemez. Çöküş devrinde Osmanlı İmparatorluğu'ndan beş Hristiyan devlet çıktı. Endülüs topraklarında bir tek Müslüman mahalle kalmış mıdır?
Sayfa 469Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.